MüDüR
Mesaj Sayısı : 483 Yaş : 33 Nerden : Güneşin Sağına Doğru 4.Gezegen... Okul : rize lisesi Sınıf : 11-tm-B Ruh hali : Ölü Hangi takımlısın : BjK Müzik: : Rap Reputation : 0 Puan : 125880 Kayıt tarihi : 22/08/07
Oyun Üye: (100/100) İyi Üye: 30
| Konu: Bu kaçıncı batan gemi 2008-02-29, 21:21 | |
| BU KAÇINCI BATAN GEMİ?
Vayyy tosun,koç koç maşallah.Ula sende bu yürek bu duruş varken hiç bu sırt yere gelir mi derlerdi şimdiki koca çınara.
Yoksulluklar içinde hayat süren bir ailenin altıncı çocuğu olarak geldi bu dünyaya.Gözlerini ilk açtığında başına geleceklerden habersiz ağlıyordu çınar.Asabi bir yapısı vardı,imkansızlıklar içinde ve başarısız geçen bir okul hayatı sürdürdükten sonra kendini bir anda hayatın içinde buluverdi.Evet hayat artık ona güzel bir ders vermenin zamanı geldi diyordu, o ise herşeyden habersiz bu hayatta tutunmaya çalışıyordu.Bir yandan da düşünüyordu çınar;bu kaderi ben mi çizebilirim?yoksa yazılan mı olur?.
Ergenlik çağların da yaşadığı kötü tecrübelerle artık o da mısır ekmeğiyle yemesi çok lezzetli olan lahana gibi pişiyordu.Çınar'ın nur gibi bir yüzü vardı.O dünya da eşine az rastlanır melek kalbinin güzelliği vuruyordu yüzüne çınarın.O göğüs kafesinde saklardı sevdiklerini.Herkesin oraya girmesine izin vermezdi.Anadolu çocuğuydu.Askerlik yıllarına kadar o çınar'ın hiç kız arkadaşı olmamıştı.Belki öyle bir insana ayıracak zamanıda yoktu,Sonra ayişesini tanıdı sevgisini ona kelimelerle anlatamazdı.Gece yatmadan ayişesi için dua etmeden asla başını yastığına koyamazdı. çınar ayaklarının üzerinde durmaya mahkumdu.Çalışkandı,asla yalan söylemeyi beceremezdi ama enteresan onu çevresinden pek seven değer veren olmazdı.
Herkesin olduğu gibi onun da idealleri hayallari vardı.İlk sanşını fabrikalarda denedi.Çok büyük hırsla çalışıyor aceleci olmadan da yavaş yavaş düşüncelerini yerine getirmek istiyordu. Ne çare değişen dünya şartlarında dört ay çalışarak kurduğu hayalleri nasıl gerçekleştirebilirdi çınar? Zaten dayısı da yoktu kadrosuda! Öyle gözü yükseklerde değildi ulan,tek eşli doğup büyüdüğü topraklarda nacizane bir hayat sürmekti amacı.Akşam olup eve gelince onu bekleyen eşine çocuklarına ikramlar sunmaktı.Sabah kahvaltısını onlarla yapmaktı.Çocuklarının yemek yiyişini izlemekti.Onlara kendisine sunulmayan iyi bir hayat ve eğitim görmeleri için var gücüyle çalışmaktı,ayişesinin hazırladığı sıcak çorbadan bir yudum almaktı,kötü günü de bilirdi o çınar ayişesini çok severdi onun gözünden akacak bir damla yaşı kana kana içeçekti.Artık bu dünyada yaşamanın ve çalışmanın tek anlamı budur diye düşünüyordu çınar.
Çınar çoğu zaman belleğinden hiç çıkmayan çocukluk yıllarını anımsardı.Babasının onu arkadaşları ile kıyaslamasına çok bozulurdu. Yamalı pantolon giydiğinden üzerinden çıkaramadığı parkesi,delik çizmesinden giren kar suyundan donan ayakları,bir mendili bile yoktu giydiği siyah önlüğünün sağ kolu her zaman beyazdı.Ve ortada altı çocuk.Kazınmıştı bunlar hafızasına çınarın.Geçmişini bilmeyenin geleceğini göremeyeceğini bilirdi çınar.Kendi eşine çocuklarına bunları yaşatmayacaktı.
Artık hayatla mücadelesi başlamıştı gurbet ellerde idi,gerçekleştireceği küçük hayeller için var gücü ile çalışıyordu.Kimsenin parasında pulunda gözü yoktu,küçük lokmalarla yetinmesini iyi bilirdi.Uzun yıllar şerefi ile çalıştı,azmetti,didindi ve artık zamanı geldiğini ve de hazır olduğunu düşündüğünde aşık olduğu ayişesiyle evlenmeyi düşündü.Çok mutlu idi,şimdi hayalini kurduğu bütün güzellikler onun olacaktı.İçi kıpır kıpır dı,yerinde duramıyordu nasıl dursun çok kutsal eşi olmayan bir mutluluktu.Herşey yolunda giderken bu kadar doğru, bu kadar dürüst çalışırken onu sırf yaptığı işten dolayı ayişesi istemiyordu.Bütün dünya başına yıkılmıştı,emekleri,uğrana katlandığı zorluklar kurduğu hayeller hepsi yerle bir olmuştu artık.Ne yapacağını bilmez halde yığılıp kalmıştı çınar.Kendini eve kapattı.Bütün psikolojisi bozulmuştu ama ayakta kalması gerektiğini yine biliyordu.
Sanatkar bir ruhu vardı elinden her iş gelirdi.Emellerini yerine getirememesine karşın pes etmedi artık kendiside bu acı gerçeğin farkına varmıştı elinden başka birşeyde gelmiyordu.Durdurulamayan zaman karşısında artık her an onun aleyhine işliyordu.Çalışmak,ayakta kalmak zorunda idi.Ama bütün bunları gerçekleştirirken göğsünde sakladığı o sevdikleri onu unutmuşlardı.Artık yaşıda ilerlemişti,boynu zorluklar karşısında bükülmüştü,büyük heyecan taşıyan o kalbi artık eskisi gibi atmıyordu, zaman zaman memlekete gelir hiç unutamayacağı o acıları kalbine gömerdi.Artık onlarla yaşamaya da alışmıştı.Düşüncelerini kimseyle paylaşmaz içine atardı.Belki de yaptığı en büyük hata bu idi.Onun da elbet bir bildiği vardı.Karşısına fırsatlar çıkmasına karşın,çınar karar vermişti bile.
Hiç bir zaman evlenmeyek,ona kimse baba,dede,kocacım demeyecekti.Bu eşi bulunmaz güzel duygulardan hep mahrum kalacaktı.Bu yolu seçmişti çınar ama neden eksik olan neydi? hakkı değil miydi bu duyguları yaşamak? elbet çınarında bir açıklaması vardı.
Ben bir kez severim diyordu koca çınar... | |
|
arda_07 Moderator
Mesaj Sayısı : 30 Ruh hali : Agresif Hangi takımlısın : Galatasaray Müzik: : dinlemem Reputation : 0 Puan : 120120 Kayıt tarihi : 05/06/08
| Konu: Geri: Bu kaçıncı batan gemi 2008-06-20, 19:01 | |
| | |
|